top of page
Search

Dünyamızın Savaşlar ile İmtihanı


ree

Fotograf kaynak : https://www.cnbc.com/2022/11/28/russia-ukraine-live-updates.html


Gözleriniz kapatın ve hayal edin, huzurlu bir mayıs sabahı evinizden dışarı işe gitmek için çıkıyorsunuz ve asla beklemediğiniz bir anda ülkeniz hayatınızı karartacak bir saldırı altında kalıyor. 10 Mayıs Pazartesi sabahı bu olayı binlerce suçsuz ve masum Filistinli yaşadı. Bu vatandaşların hiçbiri bunu istemedi ve hak edecek bir şey yapmadılar, iki ülke arasında olan bu soğuk savaş verilere göre 305 kişinin yaralanmasına, 200 kişinin hastanelik olmasına, 5 kişinin yoğun bakıma alınmasına ve 67 kişinin hayatına kaybetmesine sebep oldu. Daha da acısı ise hastaneye kaldırı bu 200 kişinin 80’inin henüz küçücük çocuklar olması. Daha savaşın ne demek olduğunu bilmeyen bu suçsuz çocuklar belki de hayatlarının en büyük travmasını yaşamak zorunda kaldı. Bu çocuklar ilerde büyüyüp, olgunlaşıp gerçek hayat ile taşınca bu olaydan sonra gelişen psikolojik bir korku ile yaşamak zorunda kalacaklar. Peki neden buna bir dur denilmiyor? Neden devletler birbirleriyle konuşup anlaşmak yerine şiddet ile anlaşmayı seçiyor?

Ben özellikle bir Müslüman olarak bu konuyu ele almak istedim çünkü bütün bunlar yetmezmiş gibi bu olay Ramazan ayında Kudüs’de bulunan müslümanlar için dini önem taşıyan Mescid-i Aksa’da meydana geldi. İsrail ordusu dine bile saygı duymaksızın kabenin en kalabalık olacağı saatte gözlerini bile kırpmadan bombaladılar. Bildiğiniz gibi İsrail’in büyük bir yüzdesi yahudilik inancına sahip. Yahudiler İkinci Dünya Savaşı Naziler tarafından dinlerine saygı duyulmaksızın büyük bir soykırıma uğradılar. Aslında Yahudiler bütün dinlere en çok saygı ve sevgi içinde olması gereken inanca sahip insanlar olmaları gerekirken onlar kendi yaşadıklarını başka dinlere de yaşatma ve geçmişin intikamını alma derdindeler.

Her geçen yıl dünyamız teknoloji, sağlık, ulaşım ve ekonomi gibi alanlarda gelişme gösterirken. Devletler ve devlet adamları kalplerinde olan vicdan, merhamet ve acıma duygularını kaybediyor. Daha çok gelişmek, öbür devletlerin önüne geçmek, daha zengin olmak ve en güçlü devlet olma fikri insanların gözlerini boyamış durumda ve maalesef ki bunları elde etmek için herkes, her şeyi yapacak duruma gelmiş. Özellikle devlet adamları daha fazla otorite için başka ülkelerdeki suçsuz insanların hayatlarını ellerinden almayı bile göze alıyor. Bu söylediklerim sadece Filistin için geçerli değil. Filistin de tüm devletler gibi ellerine şans geçse hiç düşünmeden başka devletleri işgal etmek ve yok etmek için oradaki insanlarla empati kurmadan ve göz yaşlarına bakmadan bu dünyadan silip atar.

Sizlere soruyorum biz insan ırkı ne zaman bu kadar duygusuz yaratıklar olduk? İnsanlar duygu, mantık ve muhakeme yetenekleri olan tek canlılardı. Peki nereye gitti tüm bu özellikler? Daha güçlü ve söz geçirebilir olmak için değer mi tüm bu yapılanlara? Tüm bu insanların ölmesine, dini ve tarihi yapıların yok edilmesine değer mi? Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin bu olaylar sizin ailenizin ve sevdiklerinizin başına gelse ne yapardınız, nasıl hissedersiniz? Başka insanlara bunları yapmadan önce kendinize hep şu soruyu hatırlatın “Ya bir gün benim de başıma gelirse tüm bu olaylar”. Bu yazıyı Benjamin Franklin'in ünlü bir söz ile bitirmek istiyorum, “ Savaşın iyisi kötüsü olmaz".



 
 
 

Comments


bottom of page