En Büyük Savaş: Alzheimer
- Selin Ocak
- Dec 18, 2022
- 2 min read

Ailemizin Alzheimer hastalığıyla tanışması çok sevdiğim, aramızda farklı bir bağ olan babaanneme bu teşhisi koydukları 2017 yılıydı. 11 yaşındaydım. Hastalığın boyutlarını tam anlayamamıştım ama babamın nasıl telaşla farklı doktorlarla konuştuğunu, bu hastalığa yakalanmış yakınları olanları aradığını hatırlıyorum. Sonrası, hani derler ya, yokuş aşağı. Çok hızlı gelişti her şey; önce yolunu, yönünü şaşırdı babaannem, sonra hatırlamamaya başladı. Önce çok basit şeyleri unutuyordu ama sonra bizi unuttu.
Alzheimer hastalığına henüz bir tedavi yöntemi bulunamadı. Bugün dünyada 50 Milyonun üzerinde insan bu hastalığın pençesinde. Bu sayının her 20 yılda ikiye katlanacağı düşünülüyor. Bu hastalığın çeşitli evreleri var. Tedavi için hastaların kullanımına farklı uygulamalar sunuluyor. Bazı uygulamaların hastalığın seyrinin azalmasına, bazılarının ise hastada görünen semptomların azalmasına yardım ettiği düşünülüyor. Araştırmalar devam ediyor, edecek de, ama bu süreçte bilim adamlarının anlaştığı ortak bir konu var. Hastalığı iyileştirmese de hastayı iyi hissettiren şey… Şevkat… Alzheimer’ın en iyi ilacı belki de hastaya gösterilen şevkat. İşte bu noktada biz çok şanslıyız. Dedem, bakışları sert, konuşması sert, duruşu ciddi bir insandır. Onu tanımayanlar bu sert görünüşlü adamın aslında yumuşacık bir kalbi olduğunu, ailesine, çocuklarına, torunlarına çok düşkün olduğunu bilemezler. Ama dedem bizlere ve babaanneme çok düşkündür. İşte bu yüzden dedem babaanneme şevkatle, sabırla bakıyor. Sevgisini hissettiriyor. Alzheimer hastaları belki hatırlamıyorlar ama hissediyorlar. Sevildiklerini hissediyorlar. Babaannemin yanında onu bu kadar çok seven, onu pamuklara saran, sevgiyle bakan biri olduğu için çok şanslıyız. İçimiz rahat, biliyoruz ki babaannem emin ellerde. Canım babaannem tanıdığım en güçlü, en sözü etkili kadındır. Espirileri, nokta atışı tespitleri, aklımıza kazınmış deyimleri, enfes yemekleri, çimen yeşili gözleri, gür saçları ve muazzam güzelliğiyle tam bir doğu kadınıdır. Yumuşacıktır, pamuk ruhunu göstermek istercesine bembeyaz bırakmıştır saçlarını, onun yanında güvende hissedersiniz kendinizi. Ne yazık ki sadece 11 yıl onunla doya doya birlikte olabildim. Yine de kendimi şanslı hissediyorum. Onunla geçirebildiğim, ondan öğrenebildiğim, oyun oynayıp, gülebildiğim, o lezzetli pilavını yiyebildiğim yıllarım oldu. Anılarım oldu. Çaresiz hissediyorum ama; onu iyileştirebilecek bir yol bulunamamasına isyan ediyorum. O burda, hayatta ama tanıdığım babaannem değil o, yok, üzülüyorum, özlüyorum…
Babaannem bizi hatırlamıyor olabilir, hafızasını yitirmiş olabilir, ama ben hatırlıyorum. Hatıraları hala çok taze. Seni hiç unutmam babaannem. Kalbimdeki yerin hala sıcak ve umarım sana sarılabileceğimiz daha çok yıllarımız var.



Comments