Uçurtma Avcısı
- Selin Ocak
- Jan 3, 2023
- 1 min read

Bir yerde okumuştum “Kefaret ödemek; geçmişle yüzleşmekten, suçluluk ve günahkarlık duygusu ile mücadele etmekten daha kolay” diyordu. Katılıyorum. Yapılan bir hata yüzünden suçluluk duyarak yaşamak, özellikle bu hata başka birinin canını yaktıysa, çok zor. Kefaret ödeyerek biraz olsun vicdanı rahatlatmak ise daha kolay.Khaled Hosseini de Uçurtma Avcısı romanında suçluluk ve kefaret konularını araştırıyor. İçinde bulunduğumuz suçluluk duygusundan kurtulmak için ne yaparsak yapalım, fayda etmeyeceğini ve her zaman bir suçluluk duygusuna sahip olacağımızı anlatıyor.
Kitapta Amir arkadaşı Hassan’ın başına gelen korkunç olayı görmezden gelerek ve sonrasında ona ve babasına iftira atarak ömrünün geri kalanını suçluluk duygusu içinde geçiriyor. Yıllar sonra Amerika’da yaşarken evlenen ama bir çocuğa sahip olamayan Amir, bir gün Hassan’ın babasından bir telefon alıyor. Hassan’ın evlendiğini, bir çocuğu olduğunu ama sonrasında Taliban’ın Hassan ve ailesinin olduğu eve gidip onları öldürdüğünü ve oğulları Sohrap’ı öksüz bırakıp, yetimhaneye gönderdiğini söylüyor. Hassan’ın babasının Amir’den bir isteği oluyor. Pakistan’da Sohrap’ı evlat edinmek isteyen bir aile olduğunu, Amir’den Afganistan’a gidip Sohrap’ı alıp Pakistan’a götürmesini istiyor. Amir Afganistan’a gittiğinde aslında evlatlık edinmek isteyen bir aile olmadığını, bunun eski düşmanlarının bir tuzağı olduğunu öğreniyor. İşin kötüsü Sohrap’ın başından tıpkı babasına olduğu gibi korkunç şeyler geçmiştir ve Sohrap içine kapanık, fazla konuşmayan bir çocuk haline gelmiştir. Sonunda Sohrap’ı alıp Amerika’ya götürebilen Amir, kefaretini ödercesine bundan sonra kendini Sohrap’a ve onun mutluluğuna adıyor. Amir'in Sohrab'ı kurtararak geçmiş günahları ile yüzleşmesi, bize kolay cevaplar olmasa bile vicdanımızı biraz da olsa rahatlatacak, şifa umutlarının var olabileceğini gösteriyor.
Ben bu kitabı çok severek okudum. Umarım siz de okuma fırsatı bulursunuz.



Comments